19 Temmuz 2015 Pazar

Rimmel Wonder'full Wake Me Up Mascara


Rimmel markasının Argan yağlı mascarasından sonra sıra Salatalık özlü Wake me up mascarasına gelmişti. Ambalajı ben burdayım diyerek beni al beni al diye çırpınan bir ürün. Mascara ile alakanız olmasa bile, aklınızda yoksa bile hatta mascara sevmiyor olsanız bile bu tatlı yeşile karşı koyamazsınız :)
Kapağını açtığımız an muhteşem bir salatalık kokusu bizi karşılıyor. Uyandırma etkisi ve enerji vermesi bence kesinlikle kokusundan dolayıdır :) Sabah daha gözümü açamazken bu sevimli mascara kokusuyla beni kendime getiriyor. 
İçerisinde vitaminler bulunduruyor ve salatalığın kirpik diplerini rahatlattığını düşünüyorum. 

Wonder'full mascaraların bence özelliği önce akışkan bir yapıya sahip olması ve sonra kullandıkçaaaa kendini bulması. Bu mascarada benim için öyle oldu. İlk açıp sürdüğümde kirpiklerimi tek tek ayırsada hacim vermemişti. Ama bir haftanın sonunda yapısı biraz daha toklaştığı için istenilen yapıya geldi :)

Kirpiklerim konusunda çok hassas olduğum için fırçası benim için baya önemli :) Fırçası standart fırçalara göre büyük. DNA sarmalı gibi bir tasarımı var. 


Ortalara doğru incelen fırçası, aklıma DNA sarmalını getirdi. DNA'nın dönmesini bilirsiniz ki bu yapısı kirpiklerimde kolaylıkla dönmesini sağlıyor. 
Göz kapaklarınıza bulaşmasını istemiyorsanız mascarayı sürerken aşağı doğru bakın ve kirpik uçlarınızdan başlayarak uygulayın. 
İlk aşamada çok güzel tek tek ayırıyor , taramasını başarılı buluyorum. İkinci katta değil de benim için 3. kat mükemmel oluyor. 
Verdiği siyahlık yeterli bence kızlar, siyah görünümlü grilerden değil :):)
Gün içerisinde göz altlarımda birikme yapmıyor.


Kaşlarımı toparlamadığım için kusura bakmayın kızlar . 
Kirpiklerimde ki duruşu bu şekilde, burda sadece tek kat uyguladım. 
Diğer katlarını sürünce mükemmel olacağını düşünüyorum . 
Bu mascarayı bana hediye eden Watsons Türkiye'ye teşekkür ederiiiim.
Sevgilerimle :)





18 Temmuz 2015 Cumartesi

L'Oreal Paris-Caresse Aphrodite Scarlet



Merhabalar :) 
Makyaj aynamın önünde sürekli kullanıma hazır bir şekilde duran Loreal Paris'in bir rujundan bahsedeceğim bugün sizlere :) Caresse serisini çok seviyorum aslında gerçekten benim gibi yok gibi ruj kullanmayı sevenler için inanılmaz bir tercih. Özellikle daha belirgin renklerinden alırsanız dudaklarınızda rengini bırakıyor ama ben burdayım da demiyor. 
Birçok rengi varken ben sizlere Aphrodite Scarlet rengini anlatacağım.

Öncelikle kırmızısından bahsedelim,

Yumuşak bir kırmızıya sahipken bizlere lip balmları hatırlatıyor. Bir kaç kat sürdükten sonra çarpıcı bir doğallık sağlıyor. Kırmızı rengini genelde biz kızlar soğuk havalarla eşleştirmişiz :) Ama yazında kullanabileceğiniz bir kırmızı Aphrodite Scarlet. 
Her cilt rengi kullanabilir diyemeyeceğim.Esmerlerde çok iyi duracağını düşünmüyorum çünkü pembemsi bir kırmızıya sahip ve ben sürdüğüm zaman bile tam olarak rengini almakta zorlanıyorum. 
İçinde ışıltıları bulunuyor ve büyük simler gelmesin aklınıza yeterli ıslak bir görünüm için bizleri parlatıyor :) 
Gününüze ve yüzünüze renk katmak için günün her saatinde rahatlıkla kullanabileceğiniz bir renk. 

Kremsi bir yapıya sahip ve yumuşak bir dokusu var. Bana kullandığım lipbalmları hatırlattı. 
Bazı arkadaşlarım rujlara tepki olarak doğmuş ve lip balm kullanmaktan keyif alıyorlar. Bunun hakkında da çok soru alıyorum. İşte bu ruj sizlere güzel bir öneri ;)
Dudak çizgime dolmuyor gün içinde ve yemek yedikten sonra bile güzel bir pembelik bırakıyor. 
Rujumu tazeleyecek vaktim olmasa bile dudakta bıraktığı pembe kalıntılar gerçekten hem doğal duruyor hem de idare ediyor. 

Dudağıma sürdüğüm zaman varlığını hissetmiyorum. Dudaklarda ağırlık yapmıyor kesinlikle. Sadece güzel bir renk istiyorsak 2-3 kat sürmeniz gerekiyor ve ruja alışık olmayanlar için bu rahatsız edici olabilir. 
Bunun içinde benim her zaman yaptığım taktik olan peçete öpüp diğer katı uygularsanız daha yok gibi hissedebilirsiniz. 
Nemlendirici özelliğinin yüksek olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden kışında koruyucu olarak kullanabilirsiniz ;)
Ambalajı gayet kaliteli. Rujların çantamın içinde kapağından ayrılıp dağılmasından nefret ediyorum. 
İçine çantamın içindeki tozlar doluyor ve ruju sürmek bile gelmiyor içimden . Bu yüzden benim için çok önemli rujun kapağının kaliteli olması. Kiiii ben çantasında sürekli ruj atan, haftasonuna çantasında 7-8 tane kalmış rujla giren biriyim. 
Kapağının kilidini gerçekten seviyorum. 


Dudağımdaki duruşu yukarıdaki fotoğraftaki gibi. Instagrama koyduğum fotoğrafta efekt olsada buraya koyduğum fotoğraf tamamen kendi rengi ;) 

Umarım sizler için faydalı bir yazı olmuştur.
Sevgilerimle :)!


17 Temmuz 2015 Cuma

Elidor Saç Dökülmelerine Karşı Çözüm


Selaaaaammm :)
Bugün sizlerle Elidor'un saç dökülmesine karşı koyduğu şampuanı anlatacağım :)
Öncelikle saçlarımın çok hassas olduğunu söyleyemeyeceğim. Sürekli şampuan değiştirmeme rağmen çok az karşılaşmışımdır saçlarımın sert olmasıyla. Tabi ki boyanın etkisini saymazsak eğer. 

Elidor bu şampuanında saç teli boyunca kırılan saçların dökülmesinden bahsediyor diye düşünüyorum. Biliyorsunuz ki saç telimizin her biri bazen 3'e 4'e bölünebiliyor. Bu kırılmalarda dökülmelere sebep oluyor. 
Saç dökülmesine karşı çözüm sunan Elidor, saçı kökten uca onararak düzelttiğini söylüyor. 
Ben saçlarımda o etkiyi yarattığını söyleyemiceğim çünkü ince ince bakacak kadar prof olmadım henüz :)
Saçlarım zaten şu sıralar über dökülme yaşıyor buna karşı bu dökülmeyi azaltmasa da saçlarımın uçlarında ki boyadan kaynaklı sertleşmeyi giderdi diyebilirim.
Buradan yola çıkarak acaba saç tellerimdeki kırıkları iyileştirdi mi sorusu geliyor aklıma. Bence iyileştirdi ve o diken diken duran görüntü yok oldu :)
Elidor sampuanları kiminize göre ideal kiminize göre ucuz kiminizegöre iyi kiminize göre gereksiz :)
Bence uygun fiyatlı ve saçlarımı yumuş yumuş yapmasından dolayı hem ideal hem de ucuz :) 
Değerlendirmeyi yaparken raf fiyatının diğerlerine göre çok daha iyi olduğunu bilerek yapmanızı öneririm. Hem karnım doysun hem pastam dursun demekle olmuyor maalesefki :)

Sampuanın yapısı kremsi ve güzel köpüren bir yapıya sahip.
Saçımı genelde iki defa yıkarım ve ardından kremlemeye geçerim. 
Ama bazı sabahlar çok acelem varsa tek yıkama da yeterli geliyor bana :)
Tek yıkamada dahi gün boyunca kokusu saçlarımda kalıyor :)
Bu karamel renkli ekibin kokularını çok sevdim. Hem saçta uzun süre kalırken hem de rahatsız etmeden sürekli temizlik hissi uyandırıyor insanda. 


Kendi saç tipimden bahsedecek olursak, benim saçlarım çok kaliteli olmayan bebek kadar az ve cansız olan ince telli saç grubunda. 
Bu yüzden hırpalanmaya hiç gelmez. hemen kırılır dökülür, yağlanır.
Bu şampuan ve kremden kaynaklanan fazla yağlanma problemi yaşamadım. Saçlarımdan gayet memnun kaldım bunları kullanırken. 
Tek problem bu ara saçlarımda yaşadığım aşırı dökülmeye keşke biraz çare olsaydı daha mutlu olurdum. 
Her yeri saç ediyorum bu ay :) :) Mevsimseldir diye kendimi avutsamda ilerde ortaya çıkar :)

Saç kremine gelecek olursaaak :)
Bana içindeki krem çok az geldi . Yani sanki yetmedi tabi benim elimde bol olabilir :)

Saç kremini saçlarımın uçlarına sürüp biraz beklettikten sonra yıkıyorum gerçekten harika yumuş yumuş saçlarım oluyor.
Saçlarınız çok hassas ise sizleri yanıltmak istemem. çünkü saçlarda cilt gibi insandan insana değişen bir parçamız. 
Eğer farklı şeyler denemek istiyorsanız bence denemenizde bir sakınca yok.
Zaten fiyatlarının çok iyi olmasından dolayı sizleri çok üzmez diye düşünüyorum. 


Yukarıdaki fotoğraf da nasıl kullanmanız gerektiği yazsa da sizler nasıl kullanıyorsanız o şekilde kullanmaya devam edin :)
Örneğin ben saçımı köpürttükten sonra bir dakika falan bekletip öyle yıkıyorum. Saçlarımın o şekilde daha yumuşak olduğunu düşünüyorum :)

Umarım sizlere yararlı bir yazı olmuştur.
Sevgilerimle :)


15 Temmuz 2015 Çarşamba

Palmolive Body Butter Nane Keyfi


İyi akşamlar kızlar :)
Bu akşam sizlerle Palmolive'in yeni kokularından olan nane keyfini konusacağız :)

Yazın duş jellerinden en çok istediğimiz bizi serinletmesi, terden arındırması, kokusunun çok yoğun olmaması :)
Bu arayış içindeyken Palmolive tam olarak böyle bir ürün çıkarmış bizlere. Nane'nin serinleten, fresh bir etkisi olduğunu bilmeyen yoktur diye düşünüyorum. Sıcak havalarda bunaltmayan miiiss kokulardan biri ilan ediyorum Nane Keyfini :)

Veee ön sözden sonra başlayalım bakalım nasıl bir duş jeliymiş :)

Öncelikle görüntüsünden bahsedelim. Klasik Palmolive ambalajına sahip, açık yeşil bir tasarım uygulanmış. İçerisinde yeşil yeşil nane parçaları var. Naneli yoğurt gibi bir görüntüsü var :)
Çok yoğun bir yapıya sahip. Klasik alıştığımız duş jellerinden farklı olacak kadar yoğun. Akışkanlığı çok az olan bir duş jeli. Bu yüzden bol bol dökmek yerine azıcık bile alsak yeterli gelir :) 



Gördüğünüz gibi duş jelini elime nasıl döktüysem krem kıvamında o şekilde kalmış dağılma falan yapmadan :) Bu kadar yoğun bir duş jeline alışık olmasam da az kullanıp çok köpürmesi beni sevindirdi :) Demekki bereketli olacak diye düşünüyorum :)

Vucudumuzu temizlediğimizde tende bir gerginlik hissi bırakmıyor, cildiğimizin gerildiğini hissetmiyoruz. Böyle duştan sonra gırc gırc bir ten istiyorsanız size göre değil, ama benim gibi o his size kuruluğu anımsatıyorsa gelin şöyle yamacıma :) Tam bize göre :)

Kokusununda uzun süre tenimizde kaldığını söyleyebilirim. 
Buram buram nane kokmasa da hafif bir menthollü koku teninizde kalıyor. Zaten havalarda sıcak, abartı bir şekilde gelen koku bizleri rahatsız edebilirdi. Tam dozunda yapılmış esansı ;) 
Hatta bana çocukken yediğim yeşilli naneli akide şekerleri vardı. Sanki onlara benziyor kokusu :)


Yazın benim en çok ihtiyacım olan şey hızlı ve pratik hazırlanmamı sağlayacak ürünler. Ve bu duş jeli de beni o konuda rahatlatan ürünler arasında girdi. Çabuk köpürüyor, terden çabuk arındırıyor ve yıkandıktan sonra kendimde bir rahatlama hissediyorum. Kokusu insanın taze hissetmesini sağlıyor. Böyle bu koku uykuya dalma kokusu değil de sanki duşunu al, balkona çık kitabını oku kokusu :) 
Anlatmak için biraz zorlansam da siz beni anladınız diye düşünüyorum :) hahahah

Duş jelinin içerisinde sabun bulunmuyor. 
Bildiğiniz gibi sabunun ciltte inanılmaz bir kuruluk yaratma etkisi var. 
Benim cildim hemen geriliyor ve kaşınmaya başlıyor. En çok ben sevindim diyebilirim bu duruma :)

Sabun kullandıktan sonra alışkanlıktan sürekli nemlendirici kullanırım. ve benden size bir tavsiye kızlar eğer içerisinde sabun bulunduran bir duş jeli kullanıyorsanız duştan sonra mutlaka güzelce nemlendiricinizi kullanın :) 



İçeriğini merak ederseniz yukarıdaki fotoğrafta mevcut.
Bana bunu yollayan Watsons Türkiye ailesine teşekkür eder, 
İyi akşamlar dilerim.
Sevgilerimle...

4 Temmuz 2015 Cumartesi

Revlon Black Cherry


İyi haftasonlarıııııı :)
Bugün kü misafirim Revlon markasından muhteşem bir renge sahip olan ruj " Black Cherry " !
Black Cherry rengi super lustrous serisinden ve Revlon markasını kullananlar arasında çok populer olan bir renk. Sürdüğünüz zaman mat olmasa da ışıl ışıl bir duruşu olmuyor dudakta. Her tür makyajınıza uyum sağlayabilecek bir renk olduğunu düşünüyorum. 
İsterseniz özel bir gece de isterseniz bohem takılacağınız bir günde kullanabilirsiniz. 
Özellikle 2015 yılında bu tarz siyaha dönük bordolar çok moda oldu. Geçen yıl nude kendini gösterirken, tv ekranlarında, sosyal hayatımda bordo rujla daha çok karşılaşır oldum. 
Bu yüzden hazır böyle başarılı bir ruju da keşfetmişken sizlerle paylaşmak istedim.
Sürümü çok kolay, dudakta akıyor adeta. Çizgilerinize dolmuyor ve zorluk çıkarmıyor. Kremsi yapısından dolayı dudağınıza sürerken size kolaylık sağlıyor. Ama bu kadar kaygan olunca yapısı sürerken dikkatli de olmanız gerekiyor. Çünkü çok kolay çizginin dışına taşırabilir ve dönülmeeez akşaaamıııın ufkuuuna yol alabilirsiniz :) 
Öyle taşırdım bir peçeteyle temizlim diyemeyeceğiniz bir ruj, makyaj temizleme çubuğunuza makyaj temizleme ürününüzü alın ve dikkatlice temizleyin , yoksa düzeltim derken peçeteyle daha çok dağıtabilirsiniz :) 

Ayrıca bu makyaj temizleme çubuğu ile koyu renk rujlarınızın çerçevesini de oluşturabilirsiniz kaçırdığınız yerleri temizlemenize yardımcı olur. 
Eğer fırça kullanabiliyorsanız black cherry için fırça kullanmanızı tavsiye ederim zira ben fırça kullanamadığım için taşırmim diye bayaaaa zorlanıyorum :)


Revlon'un super lustrous serisinde inanılmaz çok renk skalası var ve kesinlikle kendinize uygun bir renk bulabilirsiniz diye düşünüyorum.
Ben bu rengi değerlendirirken sizde beğendiğiniz başka renklere göre uyarlayabilirsiniz :)

Kremsi yapısından dolayı dudaklarda kuruluk yaratmıyor, ve dudağımın çizgilerine dolmuyor, kabuklanmalar yaratmıyor. Dudaklarımda çatlamalar kuruluklar yaşayan biri olduğum için mat ruj konusunda çok zorlanıyorum. Hem mat olmasın hemde ışıltı barındırmasın diyerek ruj arıyorum. Ve bu biraz zorluyor açıkçası :) 
İşte bu yüzden Revlon'un bu rujlarını çok sevdim diyebilirim.
Direk rengini veren bir ruj. İlk sürüşte koyu kırmızı bordo gibi dursada, ikinci sürüşte gerçek rengini alıyor. Ardından da peçete öpüp, eğer 3. katı uygularsanız misss gibi oluyor :) ve artık 3. kattan sonra siyaha dönük bir bordo olmaya başlıyor :) 
Pigmentasyonu çok yüksek ama kıvamından dolayı çabuk bitecek gibi duruyor . 
Black Cherry bence esmer, sarışın, kumral farketmeden her cilt rengine uyum sağlayacak bir renge sahip. Bunu alırken bende olmaz ya demeden önce denemenizde fayda var :)

Dudağımdaki duruşu için yukarıdaki fotoğrafa bakabilirsiniiiiz :)
Kalıcılığına gelecek olursam. Rujumu sürüp dışarı çıktığımda bir şey yiyip içmezsem 6 saate yakın dayanır. Hatta birşeyler yeseniz bile 2 saat dayandığını biliyorum. 
Ama saatler ilerledikçe ve yemeklerde yendikçe üzerindeki parlaklık kalkıyor ve sadece bordo rengi dudaklarınızda kalıyor. Aslında bazen bu dudağımda kalmış sönük bordoyu bile seviyorum. Öyle doğal, sıradan ve uğraşmadan yapılmış makyaj havasında oluyor ki kendimi bazen cool hissetmemi sağlıyor :) hahahha :) 

Eğer böyle güzel bir bordo arayışı içerisindeyseniz tam olarak doğru bloggerın yanındasınız :)

Benden bu kadar , Hoşçakalıııın :)



2 Temmuz 2015 Perşembe

Flormar-Blackstar Red


Kızlar kızlar la la la la la laaaa :) 
Merhaba bebişler :) Bugün hayatımda kullandığım en güzel bordo ojemden bahsedeceğim ., Flormar'ın Blackstar Red rengi ! Kesinlikle mükemmel bir bordo ve ben kurudukça yenisini alıyorum, hatta sonlarına doğru ters bir şekilde koyup, kullanıma hazır halde bekletiyorum. 
Bordo oje sevmeyen kadın yoktur diye düşünüyorum . Gerçi ben sevmezdim :D hahaha 
Ta kiiii erkek arkadaşım sana çok yakışır bordo oje diyene kadar :) Ben o sıralar hep neon absurt renkler kullanıyordum. Bundan yaklaşık 4 sene önce falan. Sonra bordo oje alıp kullanmaya başladım , eee sevdiğimiz için herşeyi yapacak hatunlarız :) Konu oje seçimi oluncada asla kırmam :) 

Velhasıl bordo ojeyi çok seviyorum :) Bunun için de bir çok markanın bordosunu denemiş durumdayım. Ama hem mat olarak hem sadece kullanarak hemdeeee üzerine cila sürüp daha çok parlatarak kullanılabilecek çok fonksiyonlu bir bordodan bahsediyoruz. 

Spor giyindiğiniz zamanlarda veya şık bir yere giderken her zaman sizleri kararsızlıktan kurtaracak bir renk :) 

Değişiklik isteyenler bunun üzerine oje matlaştırıcı da uygularlarsa daha marjinal bir duruş kazanmış olabilirleeeer .
Ojenin kurumasına gelirsek , kuruması orta seviyede ama eskidikçe ojenin dokusu kuruma süresi değişiyor. 
Fotoğraftaki rengi 2 kat uygulamada çok rahat kazanıyorum. Tırnaklarıma koruyucu uygulamadığım halde 3 gün rahat gidiyor ve soyulma yapmıyor. Bazı ojeler ilk sürmede hemen bir banyo da uçlarından soyulmaya başlıyor ama bu onlardan değil kesinlikle :) 
Flormarın ojelerini çok sevdiğim için ya da bana asla kötü gelmiyor hiçbir ojesi :)


Rengin numarası 352 , kesinlikle her kadında olması gereken bir oje. Düşünsenize dökmüşsünüz tüm ojelerinizi ve ne kullanacağım diye bakıyorsunuz. Sonra amaaan diyip Blackstar red'de karar kılıyorsunuz. İşte bu renk tam olarak o zamanların ojesi :) 
Tamam tamam bugün çok konuşasım vardı, hıncımı blogdan çıkardım :) Fena mı olduk sohbet ettik :):):)
(Burda blogger şizofreni atakları yaşıyor, tek başına konuşup sohbet ettiğini sanması..! ) hahahha
Haydiiii öpüldünüz melekleeer :)
instagramda görüşelim. İyi geceleeer ! :)


1 Temmuz 2015 Çarşamba

Rimmel Wonder'full Argan Yağlı Mascara


Kızlar iyi akşamlaaaar :)
Bugün bir mascara yazısıyla beraberiiiiz :) 
Bu mascara uzun zamandır Rimmel London'ın çıkarmış olduğu Wonder'full Argan yağlı mascara. 
Benim için mascara için en önemli olan şey takma kirpik etkisi vermesi. Ben açıkçası doğal dursun, günlük kullanıma uygun olsun diyenlerden değilim. Ne kadar çok hacimli ve uzun olursa benim için o kadar iyi oluyor ;)
Bu mascarayı ilk aldığımda ilk izlenim olarak pek beğenmemiştim. Çünkü yapısı bana çok akışkan gelmişti. Kirpiklerim hacimli olmadı, uzun göstermedi. Tek beğendiğim tarafı taramasıydı. 
Bir süre sadece baz olarak ilk sürüşte kullanıp, üstüne başka mascaralar kullandım. 
Ardından 3-4 ay kullanmadım diye hatırlıyorum. 
Mascaranın yapısı bu süreçte toklaşmış ve o akışkan yapısını kaybetmişti.
Kullanmaya başladıktan sonra farkettim kiiiii tam istediğim tokluğa gelmiş. İçinde argan yağı barındırdığı için bence çok fazla kuruma olmadı, normal başka mascaralar bu sürede artık kullanılmayacak düzeye gelirken bu mascaram normalize oldu :)


Argan yağlı olduğundan dolayı hepimizin aklında şöyle bir soru oluşuyor, peki ya gerçekten besliyor mu? Ben baya süredir kullandığım için kirpiklerimden çok memnunum. Hatta belli süre de baz olarak kullandığım için daha çok besledi ve etkisini artık gördüm diyebilirim. Ama kızlar acımasız olmamakta da fayda var. İki hafta kullanıp " aaaa ama birşey olmadı" dememeliyiz. Uzun aylar geçmeli diye düşünüyorum.
Mascarayı kullandıktan sonra göz altlarıma dökülme yapmıyor. Gün içinde minik minik kırıntılar olabiliyor bazı mascaralarda ama buna bu mascarada hiç rastlamadım :) 
Sabah kullanıp akşam çıktığımda akşama kadar kirpiklerim aşağıya düşmüyor. Sabahki hacminde desem abartmış olurum ama öyle düşük kirpiklerde görmüyoruz kızlar . 
Ama bunun için bir püf noktam var diyebilirim. 
Mascaranızı tamam diyene kadar sürün , 2-3-4 kat kaç isterseniz. Ardından biraz bekleyip 3 veya 5 dk arasında birşey, son katınızı sürün. Bu esnada topaklanmalar olabilir, bunun çözümü de eski kullanmadığınız fırçasını sevdiğiniz bir mascara fırçası ile son defa tarayabilirsiniz kirpiklerinizi. 
Son darbeden sonra bebek bebek kirpikleriniz oluyooor :)

Geleliiiim fırçasına :)
Tombul bir fırça aparatı var, diken diken çıkmış tarakları kirpik diplerimizi acıtmıyor. 
Tombul olduğu için fırçası göz kapağımıza bulaşma yapıyor. Bunun çözümü deeeeee:) 
"yok" :) bunun yerine makyaj temizleme çubuğuna alıyorum biraz makyaj temizleme suyu bulaşan yerleri temizliyorum :)

Gözdeki duruşuuuuu aşağıdaaaaaa

Umarım sevdiğiniz bir yazı olmuştuuur :)

İyi geceleeer, tatlı rüyalaaaar ...